Yapay zekâ başka bir Türkçe dayatıyor! Kadim kelimeler yok oluyor, dilin zenginliği azalıyor

MURAT ÖZTEKİN’İN HABERİ – Hayatın her sahasına sirayet eden yapay zekânın, kitap yazması artık bizi şaşırtmıyor. Amazon’a baktığımızda yazarı ChatGPT olan farklı konularda onlarca kitap görüyoruz. Ancak makine zekâsı, zorlu edebî türlerde de tesirli olmaya başlıyor. ABD merkezli The Future of Life Institute gibi kurumların araştırma raporlarında, yazarlar için hâlâ bir “araç” olan yapay zekânın, önümüzdeki 25 sene içerisinde “bestseller” (çok satan) bir edebî kitap ortaya çıkarabileceği iddia ediliyor. Ancak birçok usta yazar çeşitli açıklamalarında, gerçek edebiyatın insan işi olduğunu savunarak bunu reddediyor. 

Buna rağmen tanınmış Japon yazar Rie Kudan, geçen sene “The Tokyo Tower of Sympathy” isimli romanının yüzde 5’ini yapay zekâ ile kaleme aldığını açıkladı ve bu eserle ödül kazandı. Bunun yanında birçok kalem, yapay zekâ ile edebî seviyesi tartışılan kitaplara imza attı ve bunlar medyada yer buldu. Türkiye’de ise genç bir kalem, yazdığı romanın karakterlerinden birinin diyaloglarını yapay zekâ ile oluşturduğunu duyurdu. Öte yandan yapay zekâyla Türkçe çocuk kitabı da kaleme alındı. 

YAPAY ZEKÂ ZANNEDİLENDEN DAHA ÇOK KULLANILIYOR

Birçok meşhur edebiyatçının ise karakter oluşturmada, kitaplarının kurgusunda, metinlerin imla ve anlatım bozukluğu kontrolünde yapay zekâdan faydalandığı ama bunu sakladığı düşünülüyor. Dolayısıyla yapay zekâ yardımıyla yazılan edebî eserler zannedilenden çok daha fazla olabilir. Öte yandan bazı yayınevleri yabancı dildeki eserleri Türkçeye tercüme ederken yapay zekâdan sıkça yardım alıyor. Yani yapay zekâ giderek Türkçeyi ve edebiyatı daha çok şekillendiriyor. 

KÜLTÜREL FARKLILIKLAR GÖZ ARDI EDİLİYOR

Ancak insanoğlunu uzun yıllardır endişeye sevk eden yapay zekâ teknolojilerinin, dil hususunda bu korkuları haklı çıkaracak işlere imza attığı görülüyor. Hâlihazırda kamuya açık Türkçe yapay zekâ dil modeli bulunmuyor. Batı menşeli yapay zekâ dil modellerin eğitiminde ise çok az Türkçe kaynak kullanılıyor. OpenAI’ın eğitiminde kullandığı kaynakların sadece yüzde 0,16’sının Türkçe olduğu ifade ediliyor. 
Batılı dillerdeki kaynaklarla “eğitilen” yapay zekâ dil modelleri ise farklı kültür ve gelenekleri göz ardı eden bakış açısına sahip metinler üretebiliyor. Yapay zekânın bazı Türkçe tabirleri göz ardı eden metinler ortaya çıkardığı da görülüyor. Öte yandan başta OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT olmak üzere yazılardaki imla kurallarını inceleme sıkça kullanılan yapay zekâ araçları ise kullanıcılara yeni bir dil dayatıyor. Yapay zekâ, imla denetimi yaptığı metinlerde özellikle kadim Türkçeye dair kelimeleri değiştiriyor. Eğer kullanıcılar tarafından özel komutlar girilmezse birçok dil bilimciye göre “Uydurukça” olarak kabul edilen kelimeler öne çıkarılıyor. Mesela yapay zekâ “hayat” kelimesini “yaşam”, “tabiat” kelimesini “doğa”, “sebep” kelimesini “neden” yapıyor. Bunu ise “Böyle daha doğal olur” diye açıklıyor.

İlgili:  'Kanlı Noel' hafızalarda yerini koruyor! Kıbrıs'ta Rumların gerçekleştirdiği katliam unutulmadı

Bütün bu özellikleri, yazarların yanı sıra metinlerini düzenleyen öğrenciler ve sıradan insanlar da kullanıyor. Daha önce Word gibi kelime işlem yazılımlarında da karşılaşılan bu hâlin, Türkçenin kelime ve mana zenginliği daraltarak dile darbe vuracağı düşünülüyor. 

TÜRKÇE DİL MODELLERİ ÇARE OLUR MU?

Türkiye’de Türkçe yapay zekâ dil modeli geliştirilmesi için hâlihazırda birçok çalışma yürütülüyor. Eğer bu çalışmalarda kültürel değerler ve kadim dil varlığı görmezden gelinmezse Türkçeye olumlu tesirleri olabileceğini düşünmek mümkün. TÜBİTAK’ın “Türkçe Büyük Dil Modeli”, Baykar’ın “T3 AI” dil modeli de bu projeler arasında yer alıyor. 

BU AYIP TDK’NIN

Konu hakkında Türkiye gazetesinin sorularını cevaplayan Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı Ekrem Erdem “Bu durum bizim milletçe ayıbımız. Daha doğrusu ‘sebep’ kelimesinin ayıklanıp yerine ‘neden’in konulması Türk Dil Kurumunun (TDK) ayıbıdır. TDK maalesef bu hususta gereken duyarlılığı göstermiyor. TDK’nın yayınlarını esas alarak eğitilen yapay zekâ yazılımları da bazı kelimelerimize ‘yabancı kelime’ muamelesi yapıyor. Bu da nesiller arasında kopuşa sebep oluyor. Türkçe dünyanın en zengin dillerinden bir tanesi. Dünyada yapay zekâya en uygun dillerin başında da Türkçe gelir. Çünkü Türkçede her ses bir işaretle gösterilir. Her şey nettir. Ancak şu anda bizim yaptığımız hoyratlıklar lisanımızı değersizleştiriyor” ifadelerini kullanıyor. 

ESKİ METİNLERİ TANITMALIYIZ

Prof. Dr. Kemal Yavuz ise bu durumun henüz Türkçe yapay zekâ dil modeli geliştirilememesinden kaynaklandığını ifade ediyor. Yavuz sözlerine şöyle devam ediyor: Yapay zekânın faydalandığı TDK’nın sözlükleri eski zenginliğe sahip değiller. Dilin zenginliğini meydana getiren kelimelerin farkına varılmıyor. Hâliyle bunlar yapay zekâya da aktarılamıyor. Böylece yapay zekâ ile farklı bir dil dayatıyor diyebiliriz. Dîvânı Lugâti’t-Türk devrinin metinlerini yapay zekâya tanıtmamız lazım.

İlgili:  Cumhurbaşkanı Erdoğan Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde konuşuyor! İşte milyonları ilgilendiren açıklamalar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir