[ad_1]
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara’da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nı eleştirerek, ‘Algıları Ayarlama Enstitüsü’ olarak adlandırdı. Ayrıca, Iğdır’da yurttaşlara seslenen Babacan, enerji politikaları hakkında da eleştirilerde bulundu ve eşit vatandaşlık ilkesini hakim kılmayı hedeflediklerini söyledi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nı kastederek, ” Ankara‘da Cumhurbaşkanı’na direkt bağlı çalışan bir bina var, biz ona ‘Algıları Ayarlama Enstitüsü’ diyoruz. İşleri güçleri gerçekleri gizlemek. Gençlerin diliyle ‘rende binası’. Ne yapıyor bu rende binası? Bizlerin konuşmalarını cımbızlayıp televizyondan, sosyal medyadan, WhatsApp gruplarından gösteriyor. Bir cümle kuruyoruz, alıyor iki kelimeyi, sanki başka bir şey söylemişiz gibi yayıyorlar. Çünkü korkuyorlar. Gerçekler o kadar ağır ki korkuyorlar” dedi.
Ali Babacan, bugün Iğdır’da yurttaşlara seslendi. Babacan, şunları söyledi:
“DAMADIN BAKANLIĞI DÖNEMİNDE, ‘BAK NE GÜZEL YÖNETİYOR ENERJİYİ’ DEDİRTMEK İÇİN BARAJLARDAKİ SUYU TÜKETTİLER”
“Sadece ‘Nasıl ucuz elektrik satıyoruz’ diyebilmek için barajlardaki suyu tükettiler. O su bize tarım için, sulama için lazımdı. Damadın bakanlığı döneminde, ‘Bak ne güzel yönetiyor enerjiyi’ dedirtmek için barajlardaki suyu tükettiler. O gün bugündür Türkiye’deki barajların su seviyesi bir türlü eski noktaya gelemiyor. Hepsini biliyoruz.
“BİZDE ‘ENKAZ DEVRALDIK’ EDEBİYATI YOK”
Bizde ‘Enkaz devraldık’ edebiyatı yok. Mazeret yok. Bahane üretmeden, laf üretmeden iş üreteceğiz. Alın teri hakkını alsın diye çalışacağız. Hep beraber zenginleşeceğiz. Buzdolabınızda eksilenlerin yerine konulmasını, pazar torbalarının dolmasını sağlayacağız. Bayramda torununa harçlık veremeyen dedelerin, ninelerin cüzdanının dolmasını sağlayacağız. Evladının eğitimi için binlerce lira döken, ama yine de torpilsiz iş bulamayan ailelerin huzura kavuşması için çalışacağız.
“ANKARA’DA CUMHURBAŞKANI’NA DİREKT BAĞLI ÇALIŞAN BİR BİNA VAR, BİZ ONA ‘ALGILARI AYARLAMA ENSTİTÜSÜ’ DİYORUZ”
Bu milletten topladıkları vergiyi, bu millette yalan söylemek için kullanıyorlar. Biz, yönetime geldiğimizde, iyi yapılan, dürüst yapılan bütün projelere aynen destek vermeye devam edeceğiz. Ankara’da Cumhurbaşkanı’na direkt bağlı çalışan bir bina var, biz ona ‘Algıları Ayarlama Enstitüsü’ diyoruz. İşleri güçleri gerçekleri gizlemek. Gençlerin diliyle ‘rende binası’. Ne yapıyor bu rende binası? Bizlerin konuşmalarını cımbızlayıp televizyondan, sosyal medyadan, WhatsApp gruplarından gösteriyor. Bir cümle kuruyoruz, alıyor iki kelimeyi, sanki başka bir şey söylemişiz gibi yayıyorlar. Çünkü korkuyorlar. Gerçekler o kadar ağır ki korkuyorlar.
“GÖREVLERİ, KENDİ HATALARINI ÖRTMEK, BAŞKALARINI KARALAMAK”
Ben ‘ülkemiz sanayide gelişsin, rekabet artsın; üreticiler, yatırımcılar siyasetçilere bağlı kalmasın’ diyorum. Onlar ‘Vay Babacan savunma sanayiine karşı’ diyor. Arkadaş, ben böyle bir şeyi ne zaman söyledim, göster hele. Yok, yalan söylüyorlar. Ben ‘TOGG var ama gençler alamıyor. Önemli olan gençlerin araba alacak maddi güce kavuşması’ diyorum. ‘Vay Babacan yerli üretime karşı’ diyorlar. O İletişim Başkanlığı, 100 milyonlarca lira para harcıyor, Cumhurbaşkanı’na direkt bağlı. Görevleri, kendi hatalarını örtmek, başkalarını karalamak. Bu milletten topladıkları vergiyi, bu millette yalan söylemek için kullanıyorlar. Biz, yönetime geldiğimizde, iyi yapılan, dürüst yapılan bütün projelere aynen destek vermeye devam edeceğiz. Hatta çok daha iyi projelerin altına imza atacağız. Eksiği varsa tamamlayacağız, yanlışsa düzelteceğiz.
“‘BEN FAİZLE MÜCADELE EDECEĞİM’ DİYE YETKİ İSTEYEN ERDOĞAN, CUMHURİYET TARİHİNİN EN YÜKSEK FAİZİNİ ÖDEYEN DEVLET BAŞKANI OLDU”
Dün gene bana ‘Bebecan’ demiş. Ben, gençler adına, ‘Bebecan’ diye adlandırılmaktan gurur duyarım. Gençlere imkan tanındığında ne kadar büyük başarı ortaya koyabileceğini zamanında ispatlamışım. Ne zaman bir başarıdan bahsedecek olsa eski defterleri kurcalaması gerekiyor. Orada da karşısına ben çıkıyorum, kafası bozuluyor. Ondan sonra Bebecan aşağı, Bebecan yukarı. ‘Ben faizle mücadele edeceğim’ diye yetki isteyen Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin en yüksek faizini ödeyen devlet başkanı oldu.
“ETNİK, DİNİ, MEZHEBİ VE KÜLTÜREL TÜM ÇEŞİTLİLİĞİMİZİ SAHİPLENİYORUZ”
Hedefimiz, eşit vatandaşlık ilkesini hakim kılmaktır. Ülkemizde tam demokrasi olsaydı, eşit vatandaşlık olsaydı demokrasimizin üstünde kayyumların gölgesi gezmezdi. Şehirlerimizde seçmen iradesi gasp edilmezdi. Bu topraklarda konuşulan hiçbir dil yok sayılmazdı. Hiçbir dile ‘bilinmeyen dil’ muamelesi yapılmazdı. Hayalimizdeki Türkiye, hepimizin Türkiye’sidir. Etnik, dini, mezhebi ve kültürel tüm çeşitliliğimizi sahipleniyoruz. Hepsi zenginliğimizdir.
“FİKİRLERDEN KORKULMAZ. DÜŞÜNCEYİ YASAKLAYAMAZSINIZ”
Her düşünce Meclis çatısı altında temsil edilecek. Sorunlarımızı TBMM çatısı altında meşru demokratik siyasetle çözeceğiz. Sorunlarımızı çatışmayla, şiddetle çözemeyiz. Tam demokrasi yolunda canla başla çalıştık, çalışıyoruz. Fikirlerden korkulmaz. Düşünceyi yasaklayamazsınız. Herkes hür, özgür düşünce hakkına sahiptir. Ülkemiz, hiç kimsenin dışlanmadığı, hiçbir fikrin ötelenmediği bir ülke olacak inşallah. Türkiye’nin güçlenmesinin yolu, herkesin özgürce konuşabilmesinden geçer.”
VATANDAŞTAN BABACAN’A: “ALLAH ŞAHİDİM OLSUN, HAKSIZLIĞI KABUL ETSEYDİN ŞU AN AK PARTİ’DEYDİN”
Babacan’ın konuşması sırasında bir vatandaş, “Sizlere güveniyoruz. Allah rızası için halka, ülkeye hizmet edin. Seni seviyoruz. Allah şahidim olsun; sen haksızlığı, hukuksuzluğu kabul etseydin şu an AK Parti’deydin. Kabul etmediğin için halkla birliktesin” dedi.
Babacan, vatandaşa, “Biz, arkadaşlarımızla beraber hep adaletin ve doğrunun yanında durmaya çalıştık” sözleriyle karşılık verdi.
Kaynak: ANKA / Politika