MURAT ÖZTEKİN’İN HABERİ – Kökleri asırlar öncesine dayanan yazmacılık, Anadolu’da hayatın her sahasına giren, sanata dönüşen ve saraylara bile uzanan bir gelenekti. Şimdilerde çok az usta tarafından devam ettirilen yazmacılık geleneği, âdeta çağdaş sanat içerisinde yeniden doğuyor. Uzun yıllardır yazmacılığı akademik olarak araştıran Doç. Dr. Didem Öz, tahta baskılarla yapılan yazmaları ve kadim motiflerini çağdaş sanat eserlerinin bir parçası hâline getirdi. Yazmalarla üç boyutlu eserler meydana getiren sanatçı, bunları Beyoğlu’ndaki Offgrid Art Project’teki “Imprint” adlı sergide buluşturdu. Biz de Öz’le sergi hakkında konuştuk…
700 SENE ÖNCEYE UZANIYOR
Yazmacılık geleneğinin kökenlerini anlatan Didem Öz, “Anadolu’da yazmacılık geleneği çok eskiye dayanıyor. Tokat gibi yerlerde 700 yıl öncesine kadar uzandığı söyleniyor. Anadolu kadınının hayatının her alanında yazmalar vardı. Yazmalar geçmişte fonksiyonel olarak kullanılıyordu; başörtüsü, namazlık, bohça, yağlık ve sofra bezi yapılırdı. Şu an geleneksel yazmalar bunların neredeyse hiçbirinde kullanılmıyor. Peki, kullanılmayan şey yok olmaz mı? Maalesef bizde de bu yaşandı. Eski ustalar artık yok. Yazmaların büyük kısmı aracılar vasıtasıyla yurt dışına satıldı. Bir kısmı da değerleri bilinmeyerek kişilerin evinde çürüdü. Böylece elimizde eski tekniklerle yapılmış çok az yazma kaldı. Hatta güzelim ıhlamur ağacından yapılan yazma kalıpları bile sobalara atılıp yakıldı. Şimdi ise yazmalar serigrafi baskı, hatta dijital baskıdan oluşuyor ve bir değerleri yok. Artık antikacılarda bile eski yazmaları bulmakta zorlanıyorum. Buna rağmen bulduğum güzel örneklerin motiflerini çıkarıp bire bir kalıplarını yaptırıp sanat eserlerimde kullanıyorum. Böylece Anadolu’nun motiflerini geleceğe taşımaya çalışıyorum” diyor.
KADİM SANAT, FARKLI BİR FORMDA YAŞIYOR
“Geleneksel yazmacılığı usta Ali Rıza Arda’dan öğrendim ve eserlerimde yazmalardaki asırlık desenleri kullanıyorum” diyen Öz sözlerine şöyle devam ediyor: “Ancak yapmaya çalıştığım şey, bir usta gibi eserler üretmek değil, geleneksel motifleri bütün dünyada beğeni oluşturabilecek çağdaş sanat eserlerine dönüştürmek. Böylece bugün giderek yok olmaya başlayan kadim yazmacılık tekniğinin devamını sağlamak istiyorum. Aslında bu kadim zanaatın farklı bir formda yaşatılması demek. Yazma benim için tutku.”
ESKİ USTALAR GÖREBİLSELERDİ…
Yazmacılık geleneğinin çağdaş sanatı zenginleştireceğine vurgu yapan sanatçı Didem Öz “Bu şekilde çağdaş sanat ortamına bir renklilik katacağımızı da düşünüyorum. Ancak çağdaş sanatta geleneğin daha çok yer alması gerekiyor; artacağına da şahsen inanıyorum. Bu sergimin daha çok dikkat çektiğini düşünüyorum. Yazma teknikleriyle, armürlü dokuma tekniği sergide bir araya geliyor. Eminim yüz sene önceki ustalar bu sergiyi görebilselerdi yaptıkları işin ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anlarlardı; mutlu olurlardı” ifadelerini kullanıyor.
KADİM DESENLERİ BOZMUYORUM
Sanat tekniğini de anlatan Öz “Eserlerimde Anadolu yazma desenleriyle hiç oynamıyorum. Günümüzde yozlaşmaya doğru gidildiği için kadim desenleri bozmak istemiyorum. Onları bire bir ölçüleriyle sanat eserlerimde kullanıyorum. Bu da geleneği koruma adına bir duruş olarak görülebilir” şeklinde konuşuyor.
BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİNDEN DOĞAN SANAT
Sanatçı Doç. Didem Öz son sergisi “Imprint” hakkında ise şunları dile getiriyor: “Aslında ilk sergimde klasik yazma motiflerini ve tekniklerini kullanarak çağdaş sanat eserleri meydana getirmiştim. Ancak bunlar kumaş üzerinde iki boyutlu baskılardı. Daha sonra dokumaların üzerine yazma baskıları yaparak eserler ortaya çıkardım. Bu sergimde ise geleneksel yazma teknik ve motifleri ile dokuma tekniklerini üç boyutlu bir noktaya taşımak istedim. Ancak sergi aslında bir bilimsel araştırma projesinden doğdu. ‘Yazma Tekniğinin Üç Boyutlu Dokumalarda Uygulanabilirliğinin Araştırılması’ adlı araştırma projesinden yola çıktık. Daha önce bu geleneksel teknikler böyle üç boyutlu bir esere dönüşmemişti. Bunun dışında yazma ve dokuma motifleriyle dijital bir esere de imza attık. Bundan sonra da dijital eserlere daha çok ağırlık vereceğim.”