Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, asgari ücretin 2025 yılı için net 22 bin 104 lira olarak belirlendiğini bildirdi.
Asgari ücret zam miktarının açıklanmasının ardından ilk tepkiler ve değerlendirmeler gelmeye başladı.
Türkiye Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Yücel Koç ile Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dr. İsmail Kapan TGRT Haber’de 2025 yılı asgari ücret miktarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“22 BİN TL İLE GEÇİNMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Yücel Koç “Beklentilerin altında bir rakam. Beklenen rakam 23 bin TL’nin üzerindeydi. Hatta Cumhurbaşkanı’nın da bu rakama el atarak 25 bin TL’ye çekmesi bekleniyordu. Önümüzdeki 1 yıl için de 22 bin TL ile geçinmek de mümkün değil” dedi.
Koç açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
3 bin TL, parası olmayan için büyük bir fark. Pandemiden bu yana en çok ezilen kesim, Sayın Cumhurbaşkanı da söyledi, sabit gelirliler, asgari ücretliler ve emekliler oldu. Emekli daha çok devletin kasasını ilgilendiriyor ama asgari ücret daha çok sektörü ilgilendiriyor.
Ekonomi yönetiminin önümüzdeki süreç için iş vereni dikkate alması gerekiyor. Belirlediği rakam doğrudan iş vereni ilgilendiriyor. Doların sabit tutulmasından dolayı tekstil başta olmak üzere birçok sektör zorda. Doların sabit tutulmasından dolayı piyasa yavaş yavaş bir sıkıntıya girerken, dezenflasyon süreci aslında işvereni sıkıntıya sokan bir süreç oluyor, diğer taraftan sabit gelirlinin ezildiği de muhakkak. Geçen yıl yapılan artışla, geçen yıl ve bu yılın enflasyonunun ortalaması alınarak bir denge kurulmuştu. Geçen yıl çok ses çıkmadı çünkü yıl ortasında iyileştirme yapılacağı beklentisi vardı. O olmayınca asgari ücretle çalışan insanların sıkıntıda olması muhakkak. Bugünkü şartlarda 17 bin TL ile geçinmek mümkün değil. Önümüzdeki 1 yıl için de 22 bin TL ile geçinmek de mümkün değil.
İşverenler son bir yılın öncesine gidersek, çok iyi para kazandılar. Dezenflasyon sürecine girilene kadar çok iyi para kazandılar. Devlet de destek verdi, pandemi etkilerinden piyasayı korumak için. Dünyada gıda fiyatları 1-2 yılda düştü, bizde düşmüyor ne hikmetse. Mücadelenin oraya yoğunlaştırılması gerekirken bu konuda maalesef çok etkili olduğumuzu söyleyemem. Uçakta bu konuyu Cumhurbaşkanına açmıştık ve sormuştuk. ‘Mücadele edileceğini’ söylemişti. Dünyada bu fiyatlar düşerken Türkiye’de bu fiyatlar neden düşmüyor, anlamakta zorlanıyorum. O etiketleri bir türlü durduramadık. Acı olan şu, asgari ücrete yüzde 30 zam geldi, marketlere bakacağız yüzde 30’da kalacaklar mı? Maalesef bu fiyatların katlaya katlaya buraya gelmesi çok trajik oldu.
Yüzde 30’luk zam gelecek yılın enflasyonu baz alınarak, önümüzdeki yıl yüzde 25 gibi bir enflasyon öngörülüyor, onun üzerine 5 puan konulara yapılan bir hesap bu. Bununla bir yıl geçer mi, bence geçmez!
“VATANDAŞIN YÜZÜNÜN GÜLMESİ MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR”
Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dr. İsmail Kapan, “Enflasyon birinci düşmen, ikincisi de bu fiyat uçurumu ve haksız kazanç. Bu iki mesele halledilmeden vatandaşın yüzünün gülmesi mümkün değil” diye konuştu.
Kapan açıklamalarında şu sözleri kullandı:
Her zaman soğan, patates örneği veriliyor… Maalesef en fazla tüketilen de onlar oluyor. Ama tarlada 3 TL olan soğan nasıl markette 30 TL oluyor! Hatta 38 TL’yi gördüğü oluyor. 10 kattan fazla artışın izahı, mantığı yok. Türkiye’nin iki temel meselesi var; Üretici-tüketici arasındaki mesafedeki uçurum, diğeri de çok yüksek seyreden enflasyon meselesi. Enflasyon düzelmeden fiyatların normal seyre girmesi ya da vatandaşların alım gücünün yerine gelmesi asla mümkün değil. Hükümetin bu iki mesele üzerinde ne yapacaksa yapması lazım. Enflasyon birinci düşmen, ikincisi de bu fiyat uçurumu ve haksız kazanç. Son zamanlarda et-süt fiyatlarındaki sahtekarlık, tek tırnaklı hayvan yedirme, başka şeyler. Bu iki mesele halledilmeden vatandaşın yüzünün gülmesi mümkün görünmüyor.