Dışişleri Bakanı Hakan Fidan NTV’de gündemi değerlendiriyor. Bakan Fidan’ın açıklamalarının satır başları şu şekilde:
“İç savaş 2011’de başladı. Suriye Arap Baharı’ndan hareketle iç karışlıklar başladı. Bu iç savaş hemen bizim yanı başımızda olduğu için bizim hem teröre hem de göçlere karşı bir refleks geliştirmemiz gerekiyordu. Devletimiz krizin başında beri süreci çok yakın takip etti. Bu türden karmaşık jeostratejik çok aktörlü konulara, devlet bütün organlarıyla bakar, çok fazla ses çıkarmaz, çok yakında takip eder ve karar alır.
14 yıl boyunca bizim her MGK’da muhakkak görüşülmüştür. Sayın Cumhurbaşkanımızdan sonra MGK’ya en uzun soluklu katılan bir şahıs olarak bütün toplantıları hatırlıyorum. Bu konu çok yakından bütün kurumlar tarafından takip edildi. Suriye’yi düşünmediğim bir mesai günüm olmadı. Bu konu bizim her zaman gündemimizdeydi.
Cumhurbaşkanımızın önderliğinde çok önemli siyasetçilerle, kamu görevlileriyle bu meselenin üstesinden geldik.
14 yıl boyunca bu kadar karmaşık bir konuyu, devletimiz ve milletimize en az hasarla nasıl atlatırız, oradaki aktörlerin hamlelerine karşı nasıl karşılık veririz. Diplomatik askeri olarak nasıl tedbir geliştiririz? Bütün bunların hepsi gerçekten çok yoğun bir mesai gerektirdi. Cumhurbaşkanımız gerçekten bugüne kadar hep Suriye halkının arkasında durdu.
İç savaştan önce de sonra da biz hep Suriye halkının iyiliği için çalıştık. Bunun için Esad yönetimiyle iyi bir ilişki başlatılmıştı. Sorundan sonra da Suriye halkının çıkarını gözettik. Aslında ilk başta zarar ediyor gibi gözüksek de uzun vadede bugün olduğu gibi daha iyi bir noktaya gelindiğini gördük.
Astana süreci başlayıp Helep boşaldaktan sonra Suriye’nin Dostları Platformu Suriye’nin yanında olmuştur. Dar görüşlülük çaresi olan bir hastalık değil, dinlemediler. O zamanda Özgür Suriye Ordusu Suriye Milli Ordusu’na dönüştürüldü.
Eğer Suriye Milli Ordusu’nu desteklemeseydik şu anda milyonlarca mülteci daha Türkiye’de olurdu.”