ÖNDER ÇELİK İSTANBUL – Türkiye ekonomisinin ve reel sektörün 2024’ü zorlu ekonomik şartlar altında geçirdiği kaydeden Önel, 2025’in enflasyonla mücadelenin ve sıkı para politikasının azalan bir hızla devam edeceği bir yıl olacağı görüşünü dile getirdi. Önel “Bu etki özellikle ilk 3-4 ayda piyasalarda yoğun şekilde hissedilecek. Bu süreçte firmaların yine Türkiye’deki ve dünyadaki genel ekonomik konjonktürden önemli ölçüde etkileneceğini düşünüyorum. TCMB kasım ayında faizi üst üste 8’inci defa yüzde 50 seviyesinde sabit bıraktı. TCMB’nin sıkı para politikasına bağlı kalmakla birlikte ufak ufak faiz indirim sürecine başlayacağı beklentisi ve TL’nin değerli kalmaya devam edeceğini tahmin ediyoruz. Bu durum mal ve hizmet ihraç eden sektörler açısından zorlu dönemin devam edeceğine işaret etse de enflasyonla mücadele ve döviz kurunu baskılamak açısından etkili olacak. İlk üç aydan itibaren kontrollü bir şekilde aşağı çekilmesi beklenen faiz oranlarıyla birlikte özellikle dövizde kısa süreli bir türbülans dönemi yaşanabilir ancak yıl sonuna doğru enflasyonla mücadelenin meyvelerini toplamaya başlayabiliriz” dedi.
FİYATLAR %10-15 ARTAR
Yeni yılda iç pazar taleplerinde sınırlı bir büyüme olacağını, dış pazar taleplerinde ise hızlı bir düzelme beklemediğini ifade eden İlker Önel “Asgari ücretteki artış ve Ramazan ayına yaklaşılması da talepteki iyileşmeyi destekleyecektir. Ancak üretici tarafında artan maliyetler mutlaka nihai ürün fiyatlarına yansıyacaktır. Yeni yılda nihai ürün fiyatlarında yüzde 10-15 artış bekliyorum” diye konuştu.
ASGARİDE ARTIŞ %40’IN ALTI OLMAMALI
Asgari ücret artışının yüzde 40’ın altında olmaması gerektiğini kaydeden Önel, artan sosyal yardımların iş barışını olumsuz etkilediğini ifade etti. 2024 yılında reel sektör firmalarının en çok zorlandıkları konuların başında dış ticaretle ilgili sorunlar, küresel ve yerel talepteki azalma, finansmana erişimdeki zorluklar ile iş gücü ve istihdam problemlerinin geldiğini ifade eden Önel “2024 yılında reel sektörün, özellikle KOBİ’lerin yaşadığı zorlukları 2025 yılında bir nebze olsun aşabilmesi için beklentimiz bir B planı hazırlanması, düşük maliyetli finansman imkânlarına ulaşımımızın sağlanmasıdır. Mesela bankaların yetkileri çerçevesinde Kredi Garanti Fonu’ndan (KGF) kullandırılacak düşük maliyetli krediler, üyelerimiz ve ekonomimizin belkemiği olan bütün işletmelerimiz için bir can suyu niteliğinde olacaktır” açıklamasında bulundu.
KÜÇÜK İŞLETMELERE 250-300 BİN TL LAZIM
Önel, mikro ve küçük ölçekli firmaların 250-300 bin TL gibi sıcak paraya ihtiyacı olduğunu, bu kaynağın da piyasa faizi olan yüzde 50-55 yerine yüzde 40-42 faizle sağlanması gerektiğini söyledi. Çok küçük işletmelere sıcak para girişinin sağlanması gerektiğini anlatan Önel, en büyük kırılmanın mikro-işletmelerde yaşanacağını, 2025’in ilk çeyreğinde konkordato sayısının bu yılı da geçebileceğini vurguladı. Firmaların birbirlerini fonlamaya başladığını söyleyen Önel; tekstil, plastik ve otomotiv sektörlerinde sıkıntı olduğunu kaydetti.
