Sosyal medya aşkın da katili! Kadın cinayetlerini körüklüyor

ZİYNETİ KOCABIYIK’IN HABERİ – Televizyonda özellikle kadın kuşağı programlarında, “aşk” adı altında manipülasyon, duygusal bağımlılık ve şiddet içeren hikayelerin sürekli olarak ekranlara yansıması, kişilerin sağlıklı ilişki kurma kabiliyetini zedeliyor. Uzmanlar, bu görüntülere maruz kalan gençlerin, sevgiyi şiddetle birleştirdikleri için özellikle kadına şiddet olaylarının arttığını, toplumsal aile yapısının bozulduğu uyarısında bulunuyor.

TOKSİK İLİŞKİYİ TUTKULU AŞK DİYE SUNUYORLAR

Ekranda ya da sosyal medyada sürekli olarak gözler önüne serilen hastalıklı aşk duygusunda, bağımlılık ve takıntının bir ilişki biçimi olarak yansıtıldığını söyleyen Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Klinik Psikoloğu Eslem Fulya Ekşi “Sürekli olarak fedakârlığın sınırlarının zorlandığı, duygusal bağımlılığın aşk olarak romantize edildiği ve hatta şiddetin meşrulaştırıldığı bu tür programlar, kişinin sağlıklı sınırlar çizmelerini zorlaştırıyor. İlişkilerde sevginin, güvenin ve karşılıklı saygının temel olması gerekirken, medyada sıkça gösterilen senaryolar, “tutkulu aşk” adı altında toksik ilişki modellerini normalleştiriyor” dedi.

GERÇEKLİKTEN UZAKLAŞTIRIYOR

Medyada sunulan aşk hikâyelerinin kişilerin ilişkilere dair beklentilerini büyük ölçüde şekillendirdiğini ve çoğu zaman gerçekçi olmayan, hatta zararlı ilişki modellerinin idealize edildiğini belirten Ekşi “Sağlıklı bir romantik ilişkinin temeli güven, açık iletişim ve bireysel sınırların korunması olmalıdır. Ancak televizyon ekranlarında sunulan senaryolar, bireyleri farkında olmadan bağımlılığın içine çekebiliyor” dedi.

Özellikle sosyal medyanın etkisiyle, özellikle genç kızların farkında olmadan kendilerini bu tür ilişkilerle kıyaslamaya başladığını belirten Ekşi “Ancak, gösterişe dayalı sevgi ifadeleri, ilişkilerin gerçek temelini oluşturan güven, anlayış ve iletişimi gölgede bırakabilir. Lüks hediyeler ve tatiller, ilişkinin sağlamlığını gösteren bir ölçüt hâline geldiğinde, duygusal tatmin yerini maddi beklentilere bırakabilir. Bu tür medya içeriklerinin bireylerde ilişkilere dair gerçekçi olmayan beklentiler oluşturabilir ve tüketim baskısının duygusal bağımlılığa dönüşebilir. Eşlerin birbirinin sevgisini anlamak, onu maddi harcamalarla test etmekle değil, karşılıklı güven, saygı ve empatiyle mümkün olur. Ancak sosyal medyada sürekli olarak gösterişli aşk hikâyeleriyle karşılaşan bireyler, ilişkilerinde maddi imkânların ön planda olması gerektiği yanılgısına kapılabilirler” diye anlattı.

İlgili:  Kanser ve kalp hastalıklarını önlüyor! "Kahvaltıda asla tüketmem" diyerek uyardı

AŞK, KISKANÇLIK, ACI, GÖZYAŞI VE CİNAYET

Bu tür içeriklerin oluşturduğu en büyük yanılgılardan birinin “gerçek aşkın” acı, kıskançlık, takıntılı bağlılık veya zorluklar içerdiğine dair yanlış inanışları pekiştirmesi olduğunu dile getiren Ekşi “Özellikle genç izleyiciler ve duygusal olarak kırılgan kişiler, bu tür mesajları içselleştirerek sağlıksız ilişki dinamiklerini benimseyebilirler. Duygusal manipülasyonun sevginin bir parçası olduğu fikri, kişilerin kendilerine ve çevrelerine zarar veren ilişkileri sürdürmelerine sebep olabilir” şeklinde konuştu.

INFLUENCER’LAR HEDİYE BEKLENTİSİNİ ZİRVEYE TAŞIDI

Sosyal medya ve magazin dünyasında sıkça karşılaştığımız “Ünlüler ve influencer’lar sevgililerine pahalı hediyeler alıyor, lüks tatillere götürüyor” gibi haberlerin, sıradan vatandaşın beklentilerini yükselttiğini ve bu masal dünyasının onları olumsuz etkilediğini de aktaran Eslem Fulya Ekşi “Eşler arasında sürekli olarak pahalı hediyeler ve lüks tatiller üzerinden tanımlanan bir aşk anlayışı, kişileri zamanla maddi değerlerin ön planda olduğu bir ilişki algısına yönlendirebilir. Sevgi ve bağlılığın, gösterişli jestler ve büyük harcamalarla ölçüldüğü bir ortamda, kişiler duygusal bağ yerine tüketim odaklı beklentiler geliştirebilir. Bu durum, ilişkilerde sağlıklı ve samimi bir duygusal bağ kurmayı zorlaştırarak, sevginin maddi güçle doğrudan ilişkilendirilmesine yol açabilir” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir