ZİYNETİ KOCABIYIK’IN HABERİ – Yüzyılın en büyük sağlık problemi hâline gelen obezite ve hareketsizliğe bağlı olarak kanser, kalp ve kalp damar hastalıkları ve ortopedik hastalıkların zirve yapması neticesinde, modern beslenme bilimi “daha az yemek” üzerine kurgulanmaya başladı. Yapılan araştırmalarda bilim insanları kalori tüketimini azaltmanın hücrede yaşlanma sürecini yavaşlattığını keşfetti. Columbia Üniversitesi Yaşlanma Merkezinden araştırmacılar, 24 aylık enerji kısıtlaması sonucunda biyolojik yaşlanma hızının yüzde 2-3 azaldığını ortaya koydular.
Günümüzde zengin ya da fakir bütün ülkelerde obezitenin hızla arttığına dikkat çeken Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Baş, Türkiye’nin de Avrupa’nın en hızlı şişmanlayan ülkesi olduğuna dikkat çekerek “1974 yılında yüzde 15 olan obezite oranımız bugün yüzde 31-32 civarında. Her beş çocuktan biri obez ya da şişman. Bunlar geleceğin obeziteli kişilerini oluşturuyor” dedi.
UZUN ANCAK SAĞLIKLI YAŞAMAK
Doğuştan itibaren ortalama yaşam süresi artarken, sağlıklı ve uzun yaşamak anlamına gelen “Longevity” kavramının da önemle üzerinde durulmaya başlandığını aktaran Prof. Dr. Baş “Longevitiy uzun yaşamaktan ziyade, uzun yaşam sırasında hâlen aktif hayata devam etmek anlamına geliyor. Hem kadın hem erkeklerde doğumda beklenen ömür uzadı. Erkekler 79, kadınlar 81-82 civarında yaşaması bekleniyor. Longevity’de bazı basamaklar var. Bir kişi 65yaşı görürse bu kişinin 13 yıl daha yaşamasını bekliyoruz; kişi 70 yaşına gelirse bu kişinin 10 küsur yıl daha yaşamasını bekliyoruz. O kritiği aşarsa yaşama süresi tıbbi olarak bir miktar daha uzuyor. Ancak önemli olan kimseye muhtaç olmadan hastalıksız yaşamak…” diye konuştu.
METABOLİZMANIN YANGININI SÖNDÜRÜN!
Sağlıklı ve uzun yaşamanın şifresinin “az yemek” olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baş “Bizim dinimizde ve kültürümüzde sofradan aç kalkmak var. Bilim de miden yüzde 80 dolduğunda sofradan kalk diyor. Özellikle 45-50’li yaşlardan yemek yemenin frenine basın ve günlük olarak aldığınız enerjiyi azaltın. Modern bilim aşırı yemenin ve obezitenin kanser, kalp ve damar hastalıkları, diyabetle bağlantısını kesin şekilde ortaya koymuş durumda. Çok yemek yani aşırı enerji alımı, vücudu hastalandıran, yaşlanmayı hızlandıran ve ömrü kısaltan birçok mekanizmayı tetikler. Bunun tersi olarak gün içinde alınan enerjinin azaltılmasıyla bu süreç tersine çevrilebilir” dedi.
Prof. Dr. Murat Baş, yüksek enerji tüketiminin vücudu yangın yerine çevirdiğini belirterek doğru besinleri alarak düşük enerjili beslenmenin metabolizma üzerindeki olumlu etkilerini şöyle sıraladı:
Büyüme faktörü: Besin alımına bağlı olarak büyüme faktörü olarak da adlandırılan IGF-1 yani insülin benzeri bir hormon salgılarız. Yaş ilerledikçe bu hormonun salgılanmasının azalması gerekir. Hâlâ fazla miktarda salınıyorsa, diyabet, kalp hastalıkları ve kanser gibi hastalıklar ortaya çıkar. Az yediğimizde bu hormonun salgılanması da azalır.
Paslanma reaksiyonu: Oksitadif stres adı verilen mekanizmada vücudumuzda da reaktif oksijen türleri dediğimiz serbest gezen başıboş oksijen molekülleri yolunu şaşırarak farklı hücrelere bağlanıyor ve o hücrelerin yapısını bozabiliyor. Bu hücreler hayatı sürdüren görevlerini yapamaz hâle geliyor. Bu da yaşlanmayı hızlandırıyor.
Hücre onarımı: Diğer yanda yaşlanmayla birlikte hücrelerdeki hasar artmaya başlıyor. Bu hücrelerin yaşlanmasıyla birlikte aslında hücrelerin yapması gereken işlemlerde de azalmalar meydana geliyor. Enerji kısıtlaması bunu onarmaya başlıyor.
AÇLIĞI TAKLİT EDEN DİYETLE HÜCRE TAMİRİ
Tek besin diyetleri, su diyeti gibi diyetlerden sonra tıp dünyası, bu beslenme şekillerinin olumsuzluklarını ortadan kaldıran yeni bir diyetle daha uzun ve sağlıklı hayatın kapılarını aralamaya çalışıyor… Bu alanda üzerinde en fazla bilimsel araştırma yapılan diyetlerden biri de 2018’de Time dergisi tarafından, “Dünyanın En Etkili 50 İnsanı”ndan biri seçilen Güney Kaliforniya Üniversitesinden biyogerontolog Prof. Dr. Valter Longo tarafından geliştirilen “Açlığı Taklit Eden Diyet”… Prof. Longo’nun bilimsel ekibiyle birlikte geliştirdiği 25 yıllık sağlıklı hayat modelinin hücresel temizlik mekanizmalarının devreye sokulması ve vücuttaki yenilenme mekanizmalarının ateşlenmesini hedeflediğini ifade eden Dr. Oğuz Mülazımoğlu “Her açlık aynı değildir. Açlığı taklit eden diyette uzun süren diyet programları ile aç kalmak yerine beş günlük periyodlarla yapılan bu diyette ilk gün 1.100 kalori, kalan beş gün 800 kalori alarak günde 2-3 litre su içilmesi ve bol yürüyüş yapılması tavsiye ediliyor. Yılda üç defa yapılıyor” dedi.
AZ YEMEK 2,5 YIL GENÇLEŞTİRİYOR
Açlığı taklit eden diyetin kalp ve damar hastalıkları, diyabet ve kanser gelişimi gibi olaylarda gerilemeye yol açtığı, beyin sağlığı ve kas gelişimini artırdığı, uykuyu düzenlediği ve ruh hâlini iyileştirdiğinin bilimsel çalışmalarla ispatlandığını söyleyen Prof. Dr. Baş,“Bu beslenme tarzı 100’den fazla bilimsel çalışmaya konu oldu. Bu çalışmalardan biri yılda üç periyot açlığı taklit eden beslenme uygulamasının biyolojik yaşta 2,5 yıl gençleşmeye sebep olduğunu gösterdi. Diyabet ve prediyabet hastaları ile yapılan bir başka çalışma, hastaların yüzde 67 sinin ilaç kullanımını azalttığını, insülin direncinde yüzde 59’luk bir azalma olduğunu, 10 kilogramlık bir vücut ağırlığı azalmasına karşılık kas kütlesinin azalmadığını gösteriyor” diye ifade etti.