MAHMUT ÖZAY’IN HABERİ – Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Eren Ceylan, Türkiye Özel Okullar Derneğince düzenlenen eğitim sempozyumda yaptığı sunumda, Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) sonuçlarını değerlendirdi. Türkiye’nin sosyoekonomik grupların değişimi ve eğitim başarısını yorumlayan Eren Ceylan “Üst sosyoekonomik gruptaki öğrenci oranı yüzde 6’dan yüzde 26’ya çıktı, ancak başarıları düştü. Orta grup yüzde 68’den yüzde 48’e geriledi. Alt grup yüzde 26 ile aynı kaldı. Fakat başarıları arttı. 450’den 501’e çıktı. Türkiye’de orta sosyoekonomik gruptaki aileler alt gruba kaydı ve onların öğrencileri ortalamayı yükseltti” dedi.
TERS KORELASYON
Eren Ceylan, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) içinde yer alan ‘Okula devamlılık ve akademik başarı’ arasındaki ilişkiyi de yorumladı. Prof. Dr. Ceylan “Öğrencilerin son iki hafta içinde okulu asma oranları ve başarı ortalamaları karşılaştırılmış. Türkiye’de hiç devamsızlık yapmayan öğrenci oranı sadece yüzde 46,78. Ülkemizde beş veya daha fazla gün devamsızlık yapanların oranı yüzde 9,3. ABD’de bu oran yüzde 2,34, Finlandiya yüzde 1,43 ve Japonya’da yüzde 0,29. İlginç bulgu: Türkiye’de okulu daha fazla asan öğrenciler daha yüksek ortalama puana sahip. Peki bu ne anlama geliyor? Türkiye’de okulu asan öğrenciler arasında akademik başarı açısından ters bir korelasyon var. Bu durum, okul ortamının motivasyon üzerindeki etkisini sorgulatıyor. Yüksek başarılı öğrenciler neden okula daha az gidiyor? Eğitim sisteminde sorgulanması gereken kritik bir konu” ifadelerini kullandı.
BEDENLERİ BURADA, AKILLARI YURT DIŞINDA
Prof. Dr. Eren Ceylan, yaklaşık iki yıldır beyin göçünün sebeplerini irdeliyor. Alanında uzman beş hoca ile birlikte yaptığı araştırmayı yorumlauyan Ceylan “Biz 200 kişiden cevap alırsak mutlu oluruz diyorduk ama 1.012 kişi anketimizi cevapladı. Bu anketin sonuçlarında; gidenlerin, akıl ve fikirlerinin Türkiye’mizde olduğunu gördük. Göç ettiren sebepler arasında ilk iki sırada hukuk düzeni ve liyakate verilen önem geliyor. Üçüncü sırada çalışma şartları ve ortamın niteliği, dördüncü sırada profesyonel kabiliyetlerini kullanabilme fırsatı ve beşinci olarak da çocuklarının eğitim imkânları. Çok ilginç olan ise alım gücü, bunların hepsinden sonra geliyor. Bu bize şunu gösteriyor; ‘Alım gücü, yani ekonomik şartlardan dolayı gidiyor’ diyorlar ya, hayır bundan gitmiyorlar. Gidiyorlar ama biz eğitimciler bu çocukları yetiştirmeye daha güçlü devam etmeliyiz. Gidiyorlar ama günün birinde gelecekler veya daha az gidecekler veya gittiklerinde ülkemize daha çok fayda sağlayacaklar” dedi. Bu arada katılımcılar gittikleri ülkelere kıyasla sağlık hizmetleri konusunda Türkiye’yi yüzde 57,5 oranında yeterli buluyor.
